Öncelikle bu ''hasretin'', ''7 yıl'' sürmesi tesadüf değil.Geçmiş zamanlara bakılırsa İzmirlinin neden futbol izleyemediği açık.Özellikle 2002 seçimlerinden sonra belediyelerin değişmesi,kulüplerin de adeta belediye denetimi altına girmesi işi baya zorlaştırdı.İzmir halkı ise tercihlerini değiştirmedi,fikirlerini satılığa çıkarmadı.Başka kulüpler gibi ''hükümet bize el atsın'' diyen de çıkmadı.Ki bahsettiğimiz şehir Beko Basketbol Ligi'nde 3 takımla temsil edielen,voleybolda Avrupa düzeyinde turnuvalara ev sahipliği yapmış ve kupalar kazanmış bir şehir.İşte bu ahval ve şerait içinde bütün kulüpler bileğinin hakkıyla birşeyler başarmaya çalıştı.Bucaspor da onların biri,belki de en önemlisiydi.
Şimdi benim Buca'daki kenetlenmeyi İstanbul'dan gelmiş biri olarak anlatmama imkan yok.Ancak şu örnekler açıklamama yardımcı olur heralde;öyle bir şehir düşünün ki belediye binasından çay bahçelerine,parklara kadar her yer şehrin takımının renklerinden olsun.Şehirden geçen minibüsler kulübün atkılarıyla süslensin.Buca böyle bir şehirdi.İzmir'de yaşadığım şu kısa süre zarfında bile Buca'nın şehir ve kulüp olarak Süper Lig'i hak ettiğini anlamam zor olmadı.Ancak bundan da önemlisi,İzmir şehri Süper Ligi hak etti.

Ne diyelim,Bucaspor'u yürekten kutluyorum.Darısı KSK ve Altay'ın başına.Bastır İzmir,''O Gece,Bu Sene!'' olsun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder