Powered By Blogger

11 Mar 2010

Miralem Pjanic'ten Sevgilerle...



"Merhabalar!" diyerek söze başlamak hiç yersiz olmayacaktır çünkü senelerdir ekranlarda görünmeyen bir televizyon yıldızı gibi hissetmekteyim kendimi. Hoş "yıldız" kelimesini tamamen mübalağayı destekleme maksadıyla kullandım. Yanlış bir anlamaya mahal vermeyelim. Fakat uzun bir boşlama süresinden sonra blogda tekrar beraber olmak gerçekten keyif verici bir olay. Aslında ben bu zaman zarfından hiç memnun değilim; blogumuzda üzerime düşen sorumluluğu pek yerine getirmedim diye düşünüyorum ancak platformumuzun sahipsiz olmadığını göstermek amacıyla ikinci bir siftah yapalım artık dedim. :)

Dönüşümüz pek hoş olmadı gerçi. Nedeni ise Cristiano Ronaldo, Ricardo Kaka Leite, Gonzalo Higuain, Iker Casillas, Xabi Alonso, Sergio Ramos, Karim Benzema ve bunların dışındaki bir çok dünya yıldızını kadrosunda barındıran Los Galacticos'un finali kendi evinde oynanacak bir ŞL'ne çeyrek final dahi göremeden veda etmesi. Ortağın son yazısına istemsiz bir şekilde cevap niteliği taşıyacak sanırım bu post.

Aslında buna pek şaşırdığım söylenemez. Çünkü Real Madrid tüm zamanlarda oynadığı maçlar sonucunda üstünlük kuramadığı 3 takımdan biri ve hiç yenemedikleri tek takım olan Olympique Lyonnais'e elendi. Üstünlük kuramadığı diğer 2 takım ise Galatasaray ve Barcelona, reklam yapmadan geçmeyelim. Bu maç ile birlikte Lyon karşısında çıktıkları 6 maçın 4'ünü kaybedip, 2'sinden beraberlikle ayrılmış oldular.

Manuel Pellegrini'nin sahaya sürdüğü Madrid 11'i forma numarası sıralamasıyla;

Iker Casillas - Alvaro Arbeloa - Sergio Ramos - Kaka - Cristiano Ronaldo - Lassana Diarra - Jose Maria Guti - Raul Albiol - Ezequiel Garay - Gonzalo Higuain - Esteban Granero

şeklindeydi.

O. Lyon ise buna karşılık;

Hugo Lloris - Cris - Jean Alain Boumsong - Miralem Pjanic - Lisandro Lopez - Anthony Reveillere - Sidney Govou - Jean Makoun - Cesar Delgado - Aly Cissokho - Jeremy Toulalan

ile oluşturulmuş bir 11 ile sahadaydı.

Real Madrid mükemmel başladığı maçta golü 5. dakikada Cristiano Ronaldo'nun ayağından buldu. Daha sonrasında müthiş bir baskı altına aldıkları Lyon'a sadece savunma yaptırdılar. 25. dakikada Gonzalo Higuain'in kaçırdığı bir gol vardı ki boş kaleye yuvarladığı topu ağlarla buluşturamaması Real Madrid'e pahalıya patladı.


İkinci yarıya O. Lyon Makoun ve Boumsong'u oyundan alıp yerlerine Kim Kallström ve Maxime Gonalons'u alarak başladı. Kallström gibi hücumcu bir oyuncu ile daha atak oynayacağının sinyallerini veren Lyon, iki savunmacı çıkarmasına karşın genç Gonalons'u alarak defansı ihmal etmeyeceğini gösteriyordu. Real Madrid ise aynı kadrosuyla sahadaydı.

İkinci yarıda da Real Madrid'in oyundaki belirgin kontrolü sürdü. 62'de Granero yerini Rafael Van Der Vaart'a bırakırken ikinci golün habercisi olduğunu düşündüm ancak 76'da Miralem Pjanic sahneye çıkarak Bernabeu'yu sessizliğe gömdü. Tarih tekerrür ediyordu ve bizlerde buna canlı canlı tanıklık ediyorduk.

Golün hemen sonrasında yapılan Kaka - Raul Gonzalez değişikliği ile 84'te gerçekleşen Arbeloa - Mahamadou Diarra değişikliğine pek akıl erdirebildiğim söylenemez. Kendi evinde gol bulması gereken bir takıma hücumcu çıkarıp hücumcu, savunmacı çıkarıp savunmacı alarak müdahale etmek bana pek doğru gelmedi. Manuel Pellegrini'nin yarınki gazetelerde bu şekilde eleştirilmesi muhtemeldir.

90 dakika sonunda elenmesine kesin gözüyle bakılan rakibine kendi evinde yalnızca 1 gol atabilen 299 Milyon Euro'luk Real Madrid ilk 11'i turnuvaya veda etti.

Olympique Lyonnais ilk 11'i ise bir süredir sorgulanan fakat son haftalardaki iyi gidişattan ötürü arka plana atılan Manuel Pellegrini ve heyetinin yönetimine selam çakıyor, ekibin istifa mektubuna adeta imza atıyordu.


Ve sanırım bu imzalardan en belirginin altında şunlar yazıyordu;

1990 doğumlu Bosna-Hersek vatandaşı Miralem Pjanic'ten sevgilerle...

Hiç yorum yok: