
Edirne'nin sıkıcı pazar günlerinden birine daha gözlerinizi açtığınızda sizi tersinize dönüp uyumamaya ikna edebilecek birkaç şeyden biri de o gün Galatasaray maçının olduğunu bilmek olur sanırım. Bende bu seçeneğin baştan çıkarıcılığına uyarak güzel geçmeyen bir cumartesiden sonra uyanır uyanmaz TRT'nin yayınlayacağı Ziraat Türkiye Kupası'ndaki Orduspor - Galatasaray maçı için hazırlanmaya başladım.
Vakit gelip çattığında kahvem dahil her şeyim hazırdı. Sandalyeme kurulup maç kadrolarına baktığım sırada Orduspor'un kalburüstü sayılabilecek oyuncuları olduğunu fark ettim. Kalelerinde Galatasaray'dan hatırlayacağınız Fevzi Elmas vardı. Beşiktaş'tan kiralık Emre Özkan, Galatasaray'dan kiralık İrfan Başaran ve bazılarımızın yine Beşiktaş altyapısından hatırlayacağı Rıza Şen. Rijkaard ise Orduspor'a nazaran daha basit bir kadroyla bu maça çıkmayı tercih etmişti. Kaledeki Ufuk Ceylan sürprizini gördüğümde, en azından bu maç "Clean Sheet" olayını yaşayabileceğimizi hissetmiştim zira Leo Franco olsaydı otomatikman hanemize bir gol ekleyecektik. Öyle de oldu, genç kaleci sırıtmadan başarıyla tamamladı maçını.

Galatasaray'ın ilk 11'i numara sıralamasıyla;
Uğur Uçar - Barış Özbek - Arda Turan - Mustafa Sarp - Ayhan Akman - Harry Kewell - Emre Aşık - Hakan Kadir Balta - Servet Çetin - Ufuk Ceylan ve Caner Erkin şeklindeydi.

Hakem Bünyamin Gezer başlama düdüğünü çaldıktan 4 dakika sonra Erol Yüksever'e Arda'ya yaptığı müdahale sonucu kırmızı kart gösterdi. Bu Galatasaray'ın maçın kalanındaki rahat oyununun sebeplerinden biri oldu. Erol'un oyun dışı kalmasından 6 dakika sonra ise Arda rakip fileleri havalandırarak Galatasaray'ı 1-0 öne geçiren isim oldu. İlk 45 dakikanın can alıcı vasatlığını anlatmama lüzum yok sanırım. Gerçektende Arda'nın golünden sonra pek pozisyon olmadı fakat Orduspor'un "Battı balık yan gider" felsefesiyle ilk yarının sonlarına doğru tempoyu arttırması biraz heyecana sebebiyet verdi. 34'te Ayhan'ın gördüğü sarı kart ise ilk yarıya dair notlardan biri.
İlk yarı bu skorla sonuçlanırken, ikinci yarıya 2 değişiklik ile girdi Galatasaray. Harry Kewell yerini Shabani Nonda'ya, Emre Aşık ise Mehmet Topal'a bıraktı. Futbol açısından pek bir değişikliğe uğramayan Galatasaray, taze kan sayesinde 52' de buldu ikinci golü. Shabani Nonda skoru 2-0 getiren oyuncu oldu. Aynı isim ilk golünden 10 dakika sonra kendisinin ikinci, takımının üçüncü golünü kaydederek maçın kırılma anına imzasını koydu ve 2 gollük güzel bir performans sergilemiş oldu.

Dakika 70'de Jerry Akaminko'nun dirsek darbesinin hakem tarafından görülmemesine kızan Arda, hakem Bünyamin Gezer'le tartışınca sarı kart gördü ki bu sebepten dolayı tam o sırada oyuna girecek olan Tobias Linderoth'un yerini almasına neden oldu belkide. Linderoth ise girdiği dakikada ufak bir ikili mücadelede yere düşünce, korku dolu anlar yaşattı biz Galatasaray taraftarlarına.
Son düdük çaldığında futbol adına pek bir şey görmemiştik 19 Eylül Stadı'nda. Vasat ve zevksiz bir futbol, "Bonus Stage" safhasını oynarmışcasına hareket eden bir Galatasaray vardı ki kızmak olmazdı. Rakibin henüz ilk 5 dakika içinde on kişi kalmasından ötürü çok rahattı hem teknik heyet hem de futbolcular.
Orduspor ise Galatasaray'a dayanamadı ve 3 farklı skorla mağlup oldu. Bu maçtan akıllarda kalan tek şey ise Ufuk Ceylan'ın fizik itibariyle bir Faryd Mondragon'a çok benzediğiydi.
Galatasaray Ordu'dan çeyrek final biletini cebine koyarak döndü.
Vakit gelip çattığında kahvem dahil her şeyim hazırdı. Sandalyeme kurulup maç kadrolarına baktığım sırada Orduspor'un kalburüstü sayılabilecek oyuncuları olduğunu fark ettim. Kalelerinde Galatasaray'dan hatırlayacağınız Fevzi Elmas vardı. Beşiktaş'tan kiralık Emre Özkan, Galatasaray'dan kiralık İrfan Başaran ve bazılarımızın yine Beşiktaş altyapısından hatırlayacağı Rıza Şen. Rijkaard ise Orduspor'a nazaran daha basit bir kadroyla bu maça çıkmayı tercih etmişti. Kaledeki Ufuk Ceylan sürprizini gördüğümde, en azından bu maç "Clean Sheet" olayını yaşayabileceğimizi hissetmiştim zira Leo Franco olsaydı otomatikman hanemize bir gol ekleyecektik. Öyle de oldu, genç kaleci sırıtmadan başarıyla tamamladı maçını.

Galatasaray'ın ilk 11'i numara sıralamasıyla;
Uğur Uçar - Barış Özbek - Arda Turan - Mustafa Sarp - Ayhan Akman - Harry Kewell - Emre Aşık - Hakan Kadir Balta - Servet Çetin - Ufuk Ceylan ve Caner Erkin şeklindeydi.

Hakem Bünyamin Gezer başlama düdüğünü çaldıktan 4 dakika sonra Erol Yüksever'e Arda'ya yaptığı müdahale sonucu kırmızı kart gösterdi. Bu Galatasaray'ın maçın kalanındaki rahat oyununun sebeplerinden biri oldu. Erol'un oyun dışı kalmasından 6 dakika sonra ise Arda rakip fileleri havalandırarak Galatasaray'ı 1-0 öne geçiren isim oldu. İlk 45 dakikanın can alıcı vasatlığını anlatmama lüzum yok sanırım. Gerçektende Arda'nın golünden sonra pek pozisyon olmadı fakat Orduspor'un "Battı balık yan gider" felsefesiyle ilk yarının sonlarına doğru tempoyu arttırması biraz heyecana sebebiyet verdi. 34'te Ayhan'ın gördüğü sarı kart ise ilk yarıya dair notlardan biri.
İlk yarı bu skorla sonuçlanırken, ikinci yarıya 2 değişiklik ile girdi Galatasaray. Harry Kewell yerini Shabani Nonda'ya, Emre Aşık ise Mehmet Topal'a bıraktı. Futbol açısından pek bir değişikliğe uğramayan Galatasaray, taze kan sayesinde 52' de buldu ikinci golü. Shabani Nonda skoru 2-0 getiren oyuncu oldu. Aynı isim ilk golünden 10 dakika sonra kendisinin ikinci, takımının üçüncü golünü kaydederek maçın kırılma anına imzasını koydu ve 2 gollük güzel bir performans sergilemiş oldu.

Dakika 70'de Jerry Akaminko'nun dirsek darbesinin hakem tarafından görülmemesine kızan Arda, hakem Bünyamin Gezer'le tartışınca sarı kart gördü ki bu sebepten dolayı tam o sırada oyuna girecek olan Tobias Linderoth'un yerini almasına neden oldu belkide. Linderoth ise girdiği dakikada ufak bir ikili mücadelede yere düşünce, korku dolu anlar yaşattı biz Galatasaray taraftarlarına.
Son düdük çaldığında futbol adına pek bir şey görmemiştik 19 Eylül Stadı'nda. Vasat ve zevksiz bir futbol, "Bonus Stage" safhasını oynarmışcasına hareket eden bir Galatasaray vardı ki kızmak olmazdı. Rakibin henüz ilk 5 dakika içinde on kişi kalmasından ötürü çok rahattı hem teknik heyet hem de futbolcular.
Orduspor ise Galatasaray'a dayanamadı ve 3 farklı skorla mağlup oldu. Bu maçtan akıllarda kalan tek şey ise Ufuk Ceylan'ın fizik itibariyle bir Faryd Mondragon'a çok benzediğiydi.
Galatasaray Ordu'dan çeyrek final biletini cebine koyarak döndü.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder